26 Mayıs 2010 Çarşamba

Kiralık Gitmek Vs. Takasta Kullanılmak.





Her şey burada başlar işte. Halı sahalara asılan pankartı gören babalar o anda kafaya koyarlar, "dur bizim oğlanı da yazdırayım şuraya, güzel oynuyor velet" diye geçirirler içlerinden. O güzel oynayan veletlerden en büyük potansiyele sahip olanlar seçilir, ve belki de ülkenin her haftasonu konuştuğu adam olur bazıları...

Sadece futbol öğretilmez bu çocuklara orada. Takım için çalışmak, sporu sevmek, zihnen ve bedenen geliştirmektir ama genelde. Kiminin annesi alır sonra altyapıdan, "çocuğumun boyu kısa kalacak" diye, kimi de ilgisini yitirir futbola karşı. Kalanlar?



Şut tehdidi olan, genç, milli takımda oynayabileceğini göstermiş, mantıklı cümle kurabilen (ki bence acaip önemli), ayağının ayarını kaçırmayan, ofansif özelliğiyle hücumda da kullanılabilecek (en azından lig maçlarında), muhtemelen ortaları ve uzun pasları Caner'den kötü olmayan bir oyuncudur kendileri. İyidir, gereklidir transferi sol tarafa, peki gidenler?

Defans çıkaramayan güzel ülkemin en güzide altyapısı olarak kabul edilen Galatasaray altyapısının 4 önemli ürünü, kendisi için takasta kullanıldı. Üstüne bir miktar para verildi vs... bunların pek önemi yok. 2si defans göbeğinde oynayan, biri ecnebinin "offensive allrounder" dediği, diğeriyse yıllardır anadolu turu yapan 4 genç, tek bir oyuncu için yollandı.

Tamam, belki yeterli potansiyelleri yok, belki daha elzem olan A takım için oyuncu alma yolunda her şey mübah, ama biraz yukarda yazdığım gibi, kalanlar ne olacak?

Şimdi siz Anıl Dilaver olsanız, Cem Sultan olsanız, Berkin Arslan olsanız düşünmez misiniz "oha! yahu seneye bizi de Murat Ceylan (örneğin) için Gaziantep'e göndermesinler?!!" diye? hepsi Arda Turan, Emre Çolak ya da kötü bir örnek olsa da Emre Belözoğlu olamayacak evet, ama A takım oyuncusu olmak için içlerindeki isteği öldürmek, "ya beni de takasta kullanırlarsa" diye içlerine kurt düşürmek ne derece doğru?

Peki takas olayını bir kenara bırakalım. 22 yaşında, oldukça kalıplı, geleceğin Hakan Şükür'ü olacak denip denip kiralık yollanan bir Özgürcan var diğer yanda. 2 sene önce Sakaryaspor'da 31 maçta 18 gol attı 2. lig'de. ne oldu sonra? 2 tane forveti olan Galatasaray onu 3. forvet olarak dahi düşünmedi. Hala geziyor şehir şehir.

Şimdi siz az önce yukarda saydığım gençlerden olsanız, nasıl bir psikolojiye sahip olurdunuz? A takıma çıkmadan kiralık gönderilmek doğal elbet, ama bu durum, "ebedi kiralık" mertebesine yükseliyor çoğu örneğe baktığımızda.

Bilmiyorum, belki ben çok yanlış düşünüyorum, belki olaylar tamamen farklı... Ancak şöyle bir durum var, başarılı bir altyapı olmak için "geleceğin bilmemnesi" denecek oyuncuları çıkartmak, yetiştirmek yetmez, onları bir şekilde A takıma entegre etmeniz gerekir, yoksa yakında Bank Asya Lig'i tamamen Galatasaraylı dolacak...