2010 Dünya Kupası'nı heyecanla bekledik, önümüze çıkan her dökümanı ve tahmini okuduk, tüm takımların hangi taktik ve kadro ile sahada olabileceği üstüne gerçeğe yakın tahminler yapabilecek kadar bilgi sahibi olduk; ama sahada futbol göremiyoruz! Futbola bu kadar açız, ama anlaşılan sahadakiler pek aç değilmiş...
Fildişi Sahili - Portekiz maçı futbolseverleri iyi uyuturken, Brezilya - Kuzey Kore'nin de pek farklı olduğunu söyleyemeyeceğim, şimdi bu maça biraz değineyim.
BREZİLYA
Dunga'nın takımı maça iyi motive olmamıştı, resmen "Kuzey Kore mi yeaaa..." diyen bir havaya sahipti ve rakibini hafife alarak sahaya çıkmıştı. Kuzey Kore'nin kadrosu ne yazık ki Maicon, Juan, Lucio gibi fiziksel mücadelede bileği zor bükülen ve Bastos gibi sol bekte hem geriye katkıda bulunup hem de vitesi ileriye yükseltebilen oyunculardan oluşan geri dörtlüye sürpriz yapmaya yeterli değildi, bu yüzden maçın hareketlenmesini pek bekleyemedik.
Kaka, Elano ve Robinho hücumda bu kadar kopuk oynarlarsa ilerleyen maçlarda Almanya gibi ekipler Brezilya'nın başına iş açacaktır; ama dünkü maçın bu üçlüyü eleştirme konusunda yeterli olacağını söylemek mümkün değil. Çünkü Robinho'nun iki-üç çalımı ve İlker Yasin tabiriyle "Savunmayı pasta gibi kesen" bir ara pası maçın kopmasını sağladı. Maicon da yine ekstrem bir golle perdeyi açınca (Kalecinin Jabulani'yle imtihanı[mı?]) Brezilya liderliğe ulaştı. Son dakikalarda Kuzey Kore'nin ataklarında biraz vizyon olsa görürdüm ben öyle top oynamayı.
KUZEY KORE
Dünya Kupası'nın ölüm grubuna düştüler, kimse onlara şans vermiyor ve pek çok kişi gol yeme rekoru kıracaklarını düşünüyor. Fakat dün akşam gördük ki karşısındaki rakipler temposunu yükseltip, maçı kazanmak için mücadele vermedikçe Kuzey Kore kendisine gol atmak isteyenleri çiçeklerle karşılamayacak.
Koşuyorlar, yardımlaşıyorlar ve boş alanlar yaratıp o noktalara paslar atarak kısmen de olsa etkili olabiliyorlar. Fakat kadro kalitesi ve oyunu okuma konusunda ciddi eksikleri olduğundan Brezilya gibi bir rakip oyunu önemsemese bile cezasını kolay kolay kesemiyorlar.
Kaybedecek hiçbir şeyleri yok, üstlerinde 'favori olmak' gibi baskılar da yok, çıkıyorlar sahaya ve mücadele ediyorlar. Savunma yapmasını da bilmiyor değiller açıkçası, dün sadece Brezilya'nın hücumcuları kötüydü dersek haksızlık etmiş oluruz. Jong Cha hava toplarında etkili ve savunmayı toparlıyor; Nam Pak ise takımın oyun yönünü değiştirebilecek tekniğe sahip, Tae Se Jong ise tek forvet olarak yalnız kalsa da rakiplerini oyalayabiliyor.
Açıkça söyleyeyim Kuzey Kore sürpriz yapamayacak ve o gruptan çıkamayacak; ancak Brezilya'ya gol atan Yun Nam Ji'nin çılgın sevinci ve Tae Se Jong'un ulusal marşını duyduğunda göz yaşlarını tutamaması Kuzey Kore'nin bu kupadan ne istediğini açıklıyor.
Bugün İspanya'nın ve akşam A Grubu'nun diğer maçında da futbol olmazsa kaçıp gitmek lazım Vuvuzela eşliğinde...
16 Haziran 2010 Çarşamba
Futbol İstiyoruz Artık!
Yazar yusufevrimkilic Zaman: 09:36
Subscribe to:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Comments:
Post a Comment