FRANSA
Dün akşam Dünya Kupası'nda bir fiyaskoya şahit olduk bence; Fransa, Dünya Kupası'nda favori gösterilen diğer takımlarla karşılaştırıldığında kadro olarak aşağı kalır hiçbir yana sahip olmadığı halde nasıl bu kadar aciz oynayıp Meksika'ya yenildi anlamak mümkün değil.
Hücum hattına bakıyoruz: Malouda, Ribery, Anelka, Govou... Yani nasıl oluyor da kendi takımlarında üst düzey futboldan adeta bıkmış, heyecanlı, stresli, baskılı ortamlara girmedikçe artık 'sıkılan' bu değerleri milyonlarla ölçülen, bonservis bedelleri bizim Anadolu takımlarına bedel adamlar gol üretemiyor bunu herhalde ancak Raymond Domenech açıklar.
Savunma desek, Sagna, Evra, Gallas, Abidal; bir sağ açığa 'Evra var bizim takımda' deseniz, adam hücum etmeye korkar; sağ bekle yapışık ikiz olur, Gallas ile Abidal'in arasına sızmayı Forlan ve Suarez bile başaramadı açıkçası, Sagna desek zaten Premier Lig'de rüzgarı arkasına alarak gelen yüzlerce sol kanat oyuncusuna karşı mücadele vermiş tecrübeli bir adam.
Toulalan ve Diaby ikilisi de gençlik ile tecrübenin iyi bir karışımı aslında, Diaby'nin hava üstünlüğü ve ataklara katkıda bulunmasına yardımcı fizik gücü, Toulalan'ın yerinde müdahalelerle bezeli mücadeleci oyunu bir araya geldiği zaman daha iyi bir ön libero mevkii ancak Lampard-Gerrard, Xavi - Iniesta ikilileri tarafından oluşturulabilmelidir mantıken.
Fakat mantık işlemiyor, Valbuena'nın, Gourcuff'un da renk katacağı müthiş bir kadro heba oluyor ve birşey oynayamıyor. Umarım Laurent Blanc'ın gelişi bu takımı beklenen seviyeye ulaştırır, yoksa Fransa'nın iyi jenerasyonlarından biri harcanıyor.
MEKSİKA
Güney Afrika'yla nasıl berabere kaldığını anlamadığım Meksika, turnuvanın mücadeleci takımlarından biri olarak çizgisini sürdürdü. Fakat tecrübeli ve bitirici 'hücum oyuncusu' eksikliği yaşıyor. Dos Santos, Messi gibi 'dalış ve gidiş' örnekleri sergilese de şutları kalecilerin üstüne ya da dışarıya gidiyor. Franco pozisyonlardan faydalanamıyor, Vela ise tecrübesizlikten muzdaripken şimdi bir de sakatlık belasıyla uğraşacak. Blanco zaten yaşını almış, sahada da ağır bir oyuncu olarak göze çarpıyor.
Marquez'in önderlik ettiği savunma iyi; ama Oscar Sanchez 'Ömer gibi kalecilik' yapamıyor bence, Guillermo Ochoa'ya da niye güvenilmediğini anlamıyorum. Herhalde Aguirre'nin bir bildiği var. Sol kanatta önemli işler beklediğim Guardado ise neredeyse hiç oynatılmıyor.
Meksika - Uruguay maçı, Meksika hakkında kesin hüküm verebileceğimiz bir maç olacak; çünkü bence Meksika'yı bu grupta üç değişik rakip bekliyordu. Güney Afrika maçı bir iş kazasıydı ve Fransa engeli güzel aşıldı. Şimdi Uruguay'la zorlu bir mücadele onları bekliyor.
18 Haziran 2010 Cuma
Kötüyüm, kötüsün, kötü... Fransa - Meksika
Yazar yusufevrimkilic Zaman: 10:36
Subscribe to:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Comments:
Post a Comment