"Ne sevimli adam be bu" demiştik geldiğinde...Ailemizin tipik sevimli almancısı olur diye pek ilişmedik. Lakin...
31 Ocak 2010 Pazar
O Son Berberi Çıldırtmayacaktık Abi...
Maçlar biter,Yorumlar başlar..
Güzel bir futbol günüydü. Günlerden 31 Ocak Pazar.. İlk Fener'in attığı 5 tane güzel golle başladı futbol günümüz. Sonra Arsenal-Manchester maçıyla tam bir futbol maçı izledik. Harika bir maç güzel goller ve Ronaldo'dan sonra Nani Manchester da harika şeyler yapıyor. Attığı gol müthişti. İzlerken küfür bile ettim =). Sonra da başladı Denizlispor-Galatasaray maçı.. Jo ve Neill ilk on birde,Giovani yedek. Herkes heyecanlı..Maç başlıyor ve Reijkaard geçen günlerde dediğim gibi yapıyor; Elano ve M.Sarp ortada, Elano uzun top atıyor, sağda Barış'ım(!), solda Arda, forvet arkasında Emre Çolak ve ileride Jo. Sevdim bu dizilişi..Maç başladı ve Arda'yla kafa golü buldu Galatasaray. Barış asist yaptı! Ama sonra, bundan önce izlediğim iki güzel, gollü maçtan sonra çok çok sıkıcı gelmeye başladı. Jo böyle bir rahat falan,Arda yorgun gibi, Elano az topla oynuyor, Emre bir şeyler yapmaya çalışıyor ama olmuyor tabi. Neyse ilk yarı da bitti. 2. yarı Emre yerine Giovani girdi oyuna ve hadi bakalım güzel şeyler izleyeceğiz derken Denizli golü attı ve daha heyecanlı hale geldi maç. Hemen sonra Jo yine yerden bir vuruşla 2. golü attı(3-4 tane şut çekti hepsi yerden..). Golden sonra dedim artık farka doğru gider maç ama bir baktım Jo çıkıyor ve yerine defans Emre Güngör giriyor. Bu değişiklikle oyun içerisinde bir kaç mevki değişikliği falan filan sıkıcılığı arta arta maç bitti. Şimdii...Öncelikle Leo Franco yerine, haftaya kalede büyük yazarımız Szanoan'ı görebilirsiniz;çünkü daha iyi oynayacağını iddia etti. Barış'ı takımdan gönderin bence ya da saçlarını düzeltsin bir şey yapsın ya! Çok çirkin..Başkaa,, Reijkaard'a büyük bir takımı yönettiğini hatırlatın; bu kadar korkak oynanamaz! Arda'ya söyleyin kendine gelsin. Caner aklını kullansın biraz. Elano'ya deyin ki: " Sen bir futbolcusun ve futbolcu futbol oynamak için topu kullanır,pas mas bir şeyler yapar.". Ve sonra bütün Galatasaraylı futbolculara bağırın:" Siz Galatasaray'da oynuyorsunuz, bu oynadığınız futbol değil!". Belki kendilerine gelirler..Maçtaki sadece iki güzel şey bence Neill'in oynadığı güzel futbol ve Jo nun attığı ilk gol. Aradığı defansı buldu Galatasaray galiba...Fenerbahçeyi ve Nani'yi de ayrıca tekrar tebrik ediyorum.
27 Ocak 2010 Çarşamba
Galatasaray doymuyor..
Ara transfer dönemiyle birlikte transfer çalışmalarına başlamıştı Galatasaray,daha doğrusu Haldun Üstünel. Galatasaray Spor Kulübündeki önemi ve değeri yaptığı,başardığı transferlerle artan Haldun Üstünel, bir genç yeteneği daha Galatasaray'a getirdi. Jo'dan sonra eski Barça'lı, Rijkaard'ın eski öğrencisi, Giovani Dos Santos'u da sezon sonuna kadar kiralamayı başardı. 89 doğumlu olan bu genç yetenek,Barcelona ile futbol hayatına başladı ve 2008 senesinde Tottenham'a gitti.2009'da da Ipswich Town' a kiralık olarak giden Giovani burada 8 maçta 4 gol attı. Galatasaray'ın Messi'si olmasını bekliyorum açıkcası ve Jo dan sonra Giovaninin de gelmesi Arda'nın bir şeylerin farkına varmasını sağlamalı. Yoksa 1 ay sonra Arda-Messi kıyaslaması değil; Giovani-Messi yarışı başlayacak. Galatasaray'ın kadrosuna genel bir bakacak olursak; Baros,Nonda,Kewell,Keita,Arda,Elano ve yeni transferler Jo ve Giovani. (Hatta 1 yabancı forvet daha konuşuluyomuş.)Baros un sakatlığı hala geçmedi,sezonu kapadı neredeyse,Kewell da öyle. Nonda'nın yürüyecek hali yok.Elano'nun böbrek taşı varmış.Keita'nın milli takımdan gelmesini de dört gözle bekliyorum. Bu sakatlıklarla birlikte Galatasaray'ın en ideal hali şu olmalı; önde tek başına Jo. Arkasında,yanında Giovani, sağda Keita, solda Arda göbekte de Elano ve Mustafa Sarp. Geri dörtlüsü zaten belli. Buradan Rijkaard'tan tek bir isteğim var; Elano'yu oyun kurucu olarak oynatsın,Arda da direk açık olarak değil ortasahaya yani Elano'ya yakın oynasın. Xavi-Iniesta misali. Bu şekilde Galatasaray ligi açık ara önde bitirip şampiyonluğa ulaşacak. Tabi başka saçma sakatlık olmazsa..
Böyle Dostun Olsun...
Hatırlayanınız vardır (sanki herkes 10 yaşında da), Chelsea'de kel bir forvet vardı. Hani o İtalyan olan...
26 Ocak 2010 Salı
Eduardo Yaptı, O Da Başaracak!
Henüz ligin başında olduğunuzu, milli takımda her maçta görev alacak kadar formda olduğunuzu, şampiyonlar liginde forma giymek için sabırsızlanır, Premier Lig'in orta sıra takımlarından teklif alır halde olduğunuzu...Ve bunların hepsinin tek bir anda yok olduğunu, hayatta yapmak istediğiniz, yapmaktan en çok zevk aldığınız şey olan futbolculuğu dahi bırakmakla karşı karşıya kaldığınızı düşünün.
Empati Yerine Telepati Yapmak
Çok anlamam gazetecilik mesleğinden. Ahkam kesmek niyetinde değilim o yüzden. Ama birkaç şeyden haberim var. Örneğin bildiğim kadarıyla gazetecilik; araştırmacılık, merak, kendini ifade edebilme, doğruları anlatma vs... demek. Yoksa ben de bilirim aha burdan "Rafa Benitez'in alternatifi Yılmaz Vural" diye haber yapmayı.
YERLİLER: Ne tatili, Trabzon maçında oynamayacak mısınız?
YABANCILAR: Hayır, oynamayacağız gidiyoruz
YERLİLER: Hayrola milli maçınız mı var, gidiyorsunuz?
YABANCILAR: Hayır milli maç yok, size iyi noeller
YERLİLER: Biz bayram seyran maçlara çıkıyoruz ama...
YÖNETİM: Eğer sezon sonu gideceksen, şimdi git...
KEWELL: Düne kadar beni istiyordunuz ama...
YÖNETİM: İki ay yoksun. Senin yerine transfer yapmamız gerek.
KEWELL: Sakatlanınca şimdi böyle mi oldu?
YÖNETİM: Ama sakatlığın uzun sürecek...
KEWELL: O zaman verin tazminatımı gideyim!
25 Ocak 2010 Pazartesi
KESERİM...YAPARIM BUNU!
Giden Yıldızların Ardından Hep Bunlar Oldu El Sallayan!
Hayır şunu anlarım, dersiniz ki, "kapatıyoruz birader, satalım elimizde ne varsa, gönderin kaptanı da gitsin...oh be, üstümden yük kalktı"...Ha Jean-Michel abim?
Galatasaray
Ne yazık ki kar hala kesintisiz devam ediyor benim oturduğum bu dağda ve 1 gündür televizyonumuzda yayın yok..Heyecanla beklediğim Galatasaray maçını da izleyemedim bu yüzden. Ama maçın genel görüntüsü, zaten karlı ve zor bir zeminde oynandığı için çok süper şeyler beklenmiyordu. Ama eminim ki mücadele en üst düzeye çıkmıştır. Ve Mustafa Sarp ın attığı golle de 1-0 maçı aldı Aslanlar. Jo ve Neill bu maçta ilk kez Asla formasını giydiler ve normal bir futbolla geceyi kapattılar. Neill i fazla tanımam ama Jo dan çok güzel şeyler bekliyorum. Bir de Giovanni dos Santos u da Galatasaray kapmak üzere. Ama bunun için 1 tane yabancı oyuncunun gitmesi gerek. Eğer bu gidecek olan yabancı oyuncu, Nonda gibi kendini forvet sanan birisinin yerine( dikkat edin futbolcu da demiyorum) Kewell giderse çok fena kızarım o yönetime. Tamam kardeşim adam sakatlandı ama yani tribünde otursa bile Nonda'dan daha fazla iş yapar yaa..Umarım böyle bir şey başımıza gelmez..Gerekirse kampanya başlatırım Kewell için..O adam gerçek bir futbolcu çünkü..Bu akşama kadar netleşir her şey diye düşünüyorum..Umarım Giovanni'nin gelişini buruk bir sevinçle kutlamayız..
24 Ocak 2010 Pazar
Karlı günlerle devam..
Günaydın sevgili futbolseverler =)
23 Ocak 2010 Cumartesi
Ferrera'nın B Planı Yok!
Şimdi, insan ilk yazısında haklı çıkınca, lüzumsuz bir gaz kaplıyor içini. Rezeneyle geçecek gibi değil hani. Çok değil, sezon başında yeni bir başlangıç yaptı Ciro Ferrara...Belki de bugün bitecek onun dönemi, bilemeyiz. Gel gör ki, toparlanmaya yüz tutmuş bir Juventus'u Ranieri'nin elinden alan Blanc haksız çıktı işte. Asıl söylenmesi gereken bu.
Barça yine atıyor gollerini..!!
Bu geceki maçı izlemeyi çok isterdim ama malum şuanki hava şartları ve özellikle de yaşadığım bölgedeki yoğun kar yağışı nedeniyle bu maçı izleyemedim. Evet bunu yaptım, utanmadan da söylüyorum; çünkü o yokuştan kaymak bana maçtan daha çok cazip geldi ve bir seferlik barcelonaya ihanet ettim.. Ama bence değdi..=)
Van Gaal'in Karizması
Helal olsun ne diyeyim...Sen git liderin neredeyse 10 puan arkasına düş, Toni'den cacık olmaz de onu küstür, Klose hiç ortalarda gözükmesin, Ribery desen ayrı bi' dünyaya yelken açsın, şampiyonlar liginde rezil ol, koskoca alman panzerinin solunu Max Strüber'lere Badstuber'lere emanet et...Sonra? Sonra git Delle Alpi'de ortalığı dağıt, ligde 19 maçta toplamda 39'a ulaş, en son Werder Bremen'i deplasmanda yık, maç fazlasıyla lider ol...
Juventus-Roma
Serie A'nın kabul haftası desek yeridir. "Ha siz şimdi kabul haftası mı var, kabul gününü devşirme" diyebilirsiniz, kabul ederim. Ancak, bu kadar şık derbilerin olması, bu derbilerin puan durumu konusunda nükleer önem taşıması gibi durumlar, hafta sonunu nefis bir hale getiriyor, orası kesin.
- Totti kadroda.(daha önemli ne olsun di mi ama?)
- Roma'da önemli eksik yok.
- Roma son 10 maçında 7 galibiyet, 3 beraberlik aldı.
- Takım dehşet biçimde formda.
- Juve'de İaquinta, Cacares, Trezeguet, Giovinco, Poulsen, Marrone ve Grygera sakat.
- Son 12 maçında 6 galibiyet 6 mağlubiyetleri var.
- Son 5 maçta 3 puan toplayabildiler.
- İki takım arasındaki son 4 maçta Roma'nın galibiyeti yok.
- Roma Juve'yi son 12 maçta 1 kez yenebildi.
La Liga
Blog hayatımdaki ilk yazıma, bence dünyanın en eğlenceli ve kaliteli ligi olan İspanya Ligi(La Liga)'ne küçük bir inceleme yaparak başlayacağım için çok mutluyum. Ne kadar yazının başlangıcı edebiyat gibi de olsa bunu ilk yazının heyecanına verin. Ama artık "joga bonito" demenin zamanı..!
İnter-Milan? (hızlı okuyunca soru gibi olan başlık)
İnsan blogu açtığında ertesi gün İnter-Milan maçı varsa, başka bir şey yazmamalı bence. Gerçi bir yandan da şık oldu, konu direk karşımda işte.
- İnter'de Chivu, Muntari, Motta ve "the 35 yarder" stankovic'in sakatlıkları sürmekte. Ki ortasahanın bu adamlar olmadan "ne kadar" idare edebildiğini be gördük. Anın oğlu (an insanı, anı yaşayan) Esteban ne derece idare edecek göreceğiz. Beşiktaş'ın Ernst'i gibi maç sonunda 2 kilo vermiş olabilir yarın akşam. Ayrıca Eto'o'nun da Angola'da olduğunu, söylemekte fayda var.
- Milan'da Pato yok.
- Milan son 3 maçını kazanırken, İnter son 5 maçında yenilmedi.
- İki takımın son 4 maçında İnter kazandı.
Merhaba
Dedik ki, futbol için bir sürü blog var, kim niye okusun bizi...Değil mi ama?